Türkiye ile ABD arasında yeni bir dönem başlıyor
Amerikan İşadamları Derneği (AmCham Türkiye) ve TAİK iş birliğiyle düzenlenen “Türkiye-ABD Ticari İlişkilerinde Geleceğe Bakış” konulu toplantıya TAİK Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Lideri Tankut Turnaoğlu, TAİK Lider Yardımcısı katıldı. Haydar Yenigün ve AmCHAm Başkan Yardımcısı Emre Karter. katılımıyla gerçekleştirildi.
İkili ilişkilerin ele alındığı ve geleceğe yönelik hedeflerin paylaşıldığı toplantının açılışında konuşan TAİK Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığını belirtti.
Yalçındağ, bu nedenle toplantının başlığını “ABD ile yeni dönem” olarak belirlediklerini belirterek, son yıllarda tedarik zincirindeki kırılmaların dünya çapında yakın pazarları ve üretim üslerini ön plana çıkardığını ifade etti. Salgın sonrası bastırılan talep, ticaret yollarının yeniden şekillenmesine yol açtı. ABD dış ticaretinin de bundan olumlu etkilendiğini söyledi.
Yalçındağ, 2019’da 20 milyar doların altında olan Türkiye-ABD ticaret hacminin 2022’de 32 milyar doları aşacağına işaret ederek, şunları kaydetti:
“ABD ticaret verilerine baktığımızda 2022’de ABD’nin ithalatı 2019’a göre yüzde 35 artarken, Türkiye’den ithalat ise yüzde 80’in üzerinde arttı. ABD’li şirketlerin en çok talep ettiği sektörler ise mücevher, enerji, demir çelik sektörleri oldu. Bu dönemde otomotiv satışlarımız 2021 yılı itibarıyla 1 milyar doların üzerine çıktı. Geçtiğimiz yaz döneminde Türkiye ile ABD arasındaki siyasi ilişkilerin olumlu ilerlemesi ve önümüzdeki döneme ilişkin verilen olumlu sinyaller bu beklentimizi pekiştirdi. ticaret de hızlanacak. İş dünyasının temsilcileri olarak yeni bir yola girdiğimizi görüyoruz. Bir yol haritası oluşturmaya çalışıyoruz. Lider Trump ve Lider Erdoğan ile başlayan ‘100 milyar dolar’ ticaret hacmi hedefimiz hükümetlerin benimsediği bir politikaya dönüşmüştür.
ABD’de Başkan Biden hükümetinin değişime rağmen bu politikayı sürdürmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Siyasi alanda ne tür sorunlar yaşanırsa yaşansın, karşılıklı ticaretimizin bunlardan etkilenmeden istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam ettiğini görüyoruz. Bu açıdan ticaretimiz ilişkilerimizin önemli bir güvencesini oluşturuyor. Ticaret hacminin son 3 yılda yüzde 54 artması, 100 milyar dolarlık ticaret hedefinin uzak bir hedef olmadığını bize gösteriyor. “TAİK olarak geniş bir coğrafyayı ve güçlü bir pazarı temsil eden ABD’ye karşı 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşmak ve ikili ticari bağları güçlendirmek için devlet merkezli bir yaklaşım benimsememiz gerektiğine inanıyoruz.”
“Türk şirketlerinin yer aldığı büyük projelerde ABD’li şirketlerle ortak girişimler yapılması gidişatı değiştirebilir.”
Mehmet Ali Yalçındağ, Türkiye’nin yakın çevresinde 1,2 milyar insanı barındıran ve 28 trilyon dolarlık bir pazara erişebilecek konumdayken, yalnızca ABD’de 330 milyon insanın bulunduğunu ve bir pazarı temsil ettiğini unutmamak gerektiğini vurguladı. 27 trilyon dolar.
Yalçındağ, bu kapsamda TAİK eyalet komiteleri yapısıyla her eyalette sektör odaklı etkinlikler düzenleyeceklerini belirterek, “Mesela Kaliforniya’ya teknoloji ve start-up odaklı heyetler gönderirken, bunun için de etkinlikler düzenleyeceğiz. Massachusetts’te tıbbi malzeme sektörü ve Michigan’da otomotiv yan sanayi sektörü yer alıyor. “Türkiye, ABD ile ticaretini 100 milyar dolara çıkardığında, ABD’nin yirmi beşinci büyük ticaret ortağından on üçüncü ticaret ortağı olacak.” Döviz kurunun istikrarı açısından çok değerli olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
Yalçındağ, Türkiye ile ABD arasındaki ticari ilişkilerin bir diğer boyutunun da Çin’in dünya ekonomisindeki küresel nüfuzunun yarattığı dinamikler olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“ABD gibi Türkiye de Çin ile özellikle Afrika’da rekabet halinde. Çin’in Afrika’daki varlığının Pekin’in jeopolitik hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olduğunu görüyoruz. Çin, Afrika ve Orta Asya bölgelerinde ekonomik sıkıntı yaşayan ülkelere yönetilemez borç yükleri yüklüyor. siyasi nüfuz sağlayarak aslında bu ülkelerin stratejik kaynaklarına ve altyapılarına hakim olmayı hedefliyor.Uzmanlar, Çin’in ekonomik açıdan zayıf ülkelere büyük altyapı projeleri için kasıtlı olarak yüksek krediler verdiğini, bu ülkeler borçlarını ödeyemeyince Çin’in bu projeleri devraldığını savunuyor. Türk müteahhitler aynı şekilde Afrika ve Orta Asya’da da Çinli rakipleriyle rekabet ediyor.Afrika’da Türk firmaları değeri 78 milyar doların üzerinde 1.500’den fazla projeyi hayata geçirmiş ve Afrika ülkeleriyle altyapı, sağlık, ticaret, kırsal kalkınma gibi alanlarda işbirlikleri yapmış. , enerji ve tarım yapıyor.
Yüklenicilerimiz inşaat projelerini daha yüksek kalitede, zamanında ve makul bir maliyetle teslim etmek için sıklıkla yerel işletmeler ve işçilerle işbirliği yapar. Geçtiğimiz yıl Türk inşaatçıların Sahra Altı Afrika’da üstlendiği projelerin maliyeti yalnızca 5 milyar doları aşarak yurt dışındaki tüm Türk inşaat projelerinin yüzde 17’sini oluşturdu. Ancak Türk şirketleri şu anda Çin Exim Bank ve Çin İpek Yolu Fonu gibi Çin devlet destekli kredilerle rekabet etmekte zorlanıyor. Bu rekabetin şeklinin ve atılımlarının oldukça karmaşık olduğunu müteahhitlerimizden her fırsatta duyuyoruz. Türk şirketlerinin yer aldığı büyük projelerde ABD’li şirketlerle yapılacak ortak girişimler bu gidişatı değiştirebilir. Kazan-kazan durumu yaratabilecek bu ortaklıklar, ABD’li şirketlerin Çinli şirketlerle olan rekabetini güçlendirecek. Türk-ABD ortakları da kıtada gerçek bir kalkınma fırsatı sunabilir. Bu nedenle hem ABD Exim’e hem de Türkiye Exim’e çağrı yapıyoruz. Afrika ve Orta Asya’daki projelerin finansmanını daha da güçlendirecek bir formülün acilen bulunması gerekiyor.”
“Amerikalılarla daha çeşitli ortaklıklar kurmalıyız”
Ayrıca Ortadoğu ve Afrika’daki ABD diplomatik misyonlarının bir kısmını uzun yıllardır Türk müteahhitlerin inşa ettiğini belirten Yalçındağ, “Diplomatik misyonlarının inşasını bize emanet eden Amerika, bize güveniyor demektir. Neden? Amerikalılarla daha çeşitli ortaklıklar kurmamız gerekmez mi?” dedi.
Yalçındağ, ABD ile Türkiye arasındaki askeri öğrenci değişim programının 2017 yılında sonlandırıldığını, ancak son aylarda programın yeniden canlandırıldığını ve iki ülke arasında askeri eğitim alanında gelişmeler yaşandığını belirtti.
“Trade Winds Türkiye’de gelecek yıl yeniden gerçekleşecek, son 15 yılda ikinci kez.”
Geçtiğimiz haftalarda ABD’nin katılımıyla Agile Spirit 2023 tatbikatının gerçekleştirildiğini hatırlatan Yalçındağ, konuşmasına şöyle devam etti:
“Öte yandan Amerikan Kongre üyeleri de Türkiye’yi ziyaret etti. Bunların hepsi çok önemli sinyaller. Bu güzel havanın etkisinin yakın gelecekte ticarete katkı sağlayacağına inanıyorum. Bugünlerde ABD Ticaret Bakanlığı’ndan bir güzel haber daha paylaşıldı. Önümüzdeki yıl ABD hükümetinin en büyük ticaret heyeti olan “Trade Winds”in Mayıs ayında Türkiye’de toplanacağı duyuruldu. Bunun ikinci kez gerçekleştirildiğinin altını çizmek isterim. Türkiye’de son 15 yılda düzenlendi.
Bu tekrarın başka bir örneği yoktur. Her yıl farklı bir ülkede düzenlenen bu etkinlik için Türkiye’nin seçilmiş olması, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geleceği açısından önemli bir göstergedir. ABD’li bakan ve bakan yardımcılarının katılımıyla ortalama 50 Amerikan şirketinin ülkemize gelmesini öngörüyoruz. “Tüm özel departmanımızı bu programı yakından izlemeye davet ediyorum.”
“Türkiye Yatırım Konferansı” bu yıl özellikle ABD’li yatırımcılardan beklediğimizden çok daha fazla ilgi gördü.”
Yalçındağ, TAİK olarak bu yıl 13’üncüsü düzenlenecek “Türkiye Yatırım Konferansı” hazırlıklarına da değindi. 19-20 Eylül’de New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında iki günlük bir Türkiye programı düzenlediklerini belirten Yalçındağ, şu bilgileri verdi:
“Şunu söylemeliyim ki bu yıl özellikle ABD’li yatırımcılardan beklentilerimizin çok daha fazlasını aldık. Toplantı kayıtlarına 10 günden fazla süre kalmışken toplantı salonunun kapasitesini de doldurduk. 19 Eylül’de Goldman Sachs’ın mülkiyetinde Sayın Mehmet Şimşek ile yatırımcıları buluşturduğumuz yer, demek oluyor ki dünyanın en değerli fonları, portföy yöneticileri Türkiye’yi dinleyip bu bileti almak istiyor. Bu toplantının hemen ardından, Eylül’de. 20 Ocak’ta Cumhurbaşkanımızı 20 Fortune 100 CEO’su ile sınırlı katılımla kapalı bir toplantıda buluşturacağız.
Dünyanın en büyük şirketlerinin Cumhurbaşkanımızla iki ülke arasında gerçekleştirmek istedikleri yatırım ve iş fırsatlarını tartışacakları dolu ve keyifli bir toplantıya hazırlanıyoruz. Dünyada ticaret ve ekonomik istikrarın bu kadar hızlı değiştiği bir dönemde hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Sizlerin desteğiyle bu heyecanı herkesle paylaşmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu hedefe yönelik atacağımız somut adımları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.”
“Özellikle Ukrayna-Rusya savaşının ardından çoğu ABD şirketi yapılarını Türkiye’ye kaydırıyor.”
AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu ayrıca Türkiye-ABD ekonomik bağlantıları, AmCham Türkiye öncelikleri ve önümüzdeki haftalarda Washington ve New York ziyaretleri hakkında da bilgi verdi.
Türkiye ile ABD arasında uzun yıllardır devam eden güçlü bir ilişki olduğuna işaret eden Turnaoğlu, bu bağın dünyadaki en değerli ve vazgeçilmez stratejik çıkarların ortasında yer aldığını söyledi.
Turnaoğlu, iki ülke arasındaki ticarette son 2 yılda yaşanan artışın çok değerli olduğunun altını çizerek, “Burada bir ticaret ivmesi var ve dengeli bir ticaret var. Şu anda Türkiye’nin Almanya’dan sonra en çok ihracat yaptığı ikinci ülke Türkiye’dir.” ABD “Türkiye’de Türkiye ile ticaret artıyor ve ABD de buna önem veriyor. ABD merkezli 125 firmanın ve 100 milyar dolarlık yatırımın Türkiye’deki temsilcisiyiz. Birinci önceliğimiz ABD’nin Türkiye’deki yatırımlarını korumak ve artırmaktır.” dedi.
ABD merkezli firmaların Türkiye’deki yatırımlarının arttığına dikkat çeken Turnaoğlu, şöyle konuştu:
“Örneğin üyelerimizden Mondelez International, Türkiye’de son 5 yılda 110 milyon dolar yatırım yaptı ve buradan ABD’ye ihracat yaparak 60 milyon doların üzerinde ürün ihraç etti. Üyelerimizden Kraft Heinz, 100 milyon dolarlık bir diğer değerli yatırım.Genellikle uzun vadeli yatırımlar yaptığımız ABD’li şirketler, Türkiye’de ekonominin istikrara kavuştuğu ortamda bunun daha da artacağını öngörebiliriz.Dünkü MVP programının amacı da bu.İkinci önceliğimiz ise şu: Türkiye’yi ABD şirketleri için bölgesel bir merkez haline getirmek.
Özellikle Ukrayna-Rusya savaşının ardından çoğu ABD şirketi yapılarını Türkiye’ye kaydırıyor ve bunun artarak devam edeceğini öngörüyoruz. Şu anda üyelerimizin dörtte biri aslında Türkiye’den bir bölgeyi yönetiyor ve bunun daha da artacağını düşünüyoruz. Üye şirketlerin birlikte çalıştığı Türk şirketlerinin küresel değer zincirine katılımını artırmak için çalışıyoruz. Örneğin P&G Türkiye olarak yurt içi tedarikçilerimizden 82’si yurt dışındaki P&G şirketlerine yaklaşık 140 milyon dolarlık hammadde ihraç ediyor. Bunun birçok örneği var.”
Turnaoğlu, iki yıldır üzerinde çalıştıkları “Küresel Türkler” isimli projenin bulgularında, Türkiye’de büyüyen ve daha sonra yöneticilik görevlerinde görev alan “1.000 Küresel Türk”ün yetenek haritasını ortaya çıkardıklarını aktardı. bunu önümüzdeki haftalarda New York’ta yapılacak tanıtım toplantısında açıklayacaklarını söyledi.
Tüm bunların yanı sıra yaptıkları ve hedefledikleri diğer çalışmalara da değinen Turnaoğlu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması için çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
“Trade Winds 2024, 15 Mayıs’ta Türkiye’de gerçekleşecek”
Turnaoğlu, “Türkiye’nin iklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme programlarının entegrasyonuna aktif destek sağlamak istiyoruz. Amerikan şirketlerinin Türkiye ile ilişkileri, ticari açıdan olduğu kadar sosyal dayanışma ve sürdürülebilirlik alanında da öne çıkıyor ve Türkiye’nin bir diğer önceliğini oluşturuyor.” Örneğin üyemiz Dow ve Aksa Holding’in sürdürülebilirliğe odaklanan ortak yatırımı Dow Aksa şirketi, rüzgar kanadını daha verimli ve daha hafif hale getirmek için yaptığı karbon fiber yatırımıyla AmCham Yatırım Ödülü’nü kazandı. Projenin değeri 2 milyar doların üzerinde. Şubat ayında yaşanan deprem felaketinin ardından ABD Ticaret Odası’na üye firmalar 100 milyon dolar yatırım yaptı. 100 bin doların üzerinde katkı sağladı ve bu katkının teknoloji açısından daha da artırılması için çalışmalar sürüyor. Ekim ayında bununla ilgili bölgede bir toplantı yapacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD hükümetinin en önemli ticari etkinliklerinden biri olan Trade Winds 2024’ün 15 Mayıs’ta Türkiye’de gerçekleşeceğini ifade eden Turnaoğlu, bu toplantı için Türkiye’nin seçilmesinin, yeni dönemin başladığının en somut göstergesi olduğunu söyledi. iki ülkenin ortasında.
Turnaoğlu, “2017 yılından beri yapılmayan TIFA mekanizmasının sonbaharda Ankara’da yeniden canlandırılması da çok önemli. Bu da somut bir gelişme. Türk-Amerikan ticaretini geliştirebilecek önemli bir adımdır.” ” söz konusu.
“Dün OVP’nin açıklanması, Mehmet Şimşek ve Goldman Sachs ile görüşmemizin önemini artırdı.”
Toplantının ardından AmCham Türkiye ve TAİK yetkilileri gazetecilerin sorularını yanıtladı.
TAİK Lideri Mehmet Ali Yalçındağ, “Dün OVP’nin açıklanması, Mehmet Şimşek ve Goldman Sachs ile yapacağımız toplantının önemini artırdı. Aldığımız bilgilere göre ABD’li yatırımcılar programı dinlememizi sabırsızlıkla bekliyorlar, soralım” dedi. Sorularınızı yanıtlayın ve ilk elden yanıt alın.” dedi.
Türkiye’nin hiçbir şey için geç kalmadığının altını çizen Yalçındağ, ABD ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkilerin ekonomik çıkarlara etkisine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“ABD’li yetkililer ticaret, siyaset ve askeri konularda zaman zaman bu üçünü ayırıp zaman zaman birlikte hareket ediyorlar. Türkiye Çin sorunu nedeniyle ortaya çıkacak fırsatı hâlâ kaçırmış değil. Çarkı Türkçe’ye çevirmek gerekiyordu. -Amerikan çıkarları, çarkı çevirdikten sonra bunu hızlandırmak çok önemli.”Çin’den aldığımız fırsatı hâlâ kaçırmış değiliz ama bazı siyasi meseleler bu durumu biraz geciktiriyor. Türkiye artık her şeyi söylendiği gibi yapan bir ülke, yapmadığında ceza alan bir ülke değil, oyun kurucu olmuş bir ülke. ABD de olsa oturup her şeyi yaparız.” konuşuyoruz.
Uzun süredir siyasi ve askeri alanda yaşanan sorunların sona erdiğini görüyoruz… Ekim ayının bunun için bir milat olduğunu düşünüyoruz. İş dünyası olarak Ekim ayından itibaren Türk-ABD ilişkilerinde başka bir boyuta, farklı bir noktaya ulaşacağımızı görüyoruz. Yeni dönemde ertelenen ve ticarette 100 milyar dolara yol açacak adımlar çok daha hızlı atılacak. “100 milyar dolar hedefi öyle hafife alınmış bir hedef değil, iki ülke arasında tamamen stratejik bir hedeftir.”
AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Turnaoğlu, ABD vizesinin hafifletilmesine ilişkin soru üzerine, ciddi bir sorun olan vize konusunda büyük ilerleme kaydedildiğini belirterek, “Vize randevuları vardı. 2 yıla kadar yüzde 100 çözülmedi ama ciddi bir iyileşme olduğunu söyleyebilirim.” söz konusu.
TAİK Başkan Yardımcısı Haydar Yenigün de Türkiye’nin çoğu alanda oyunun içinde olduğuna dikkat çekerek, üreten bir ülke olarak Türkiye’nin ABD ile ikili ilişkilerinde herhangi bir sorun öngörmediğini söyledi.
Türk heyetinin ABD ziyareti
AmCHam Başkan Yardımcısı Emre Karter, Türkiye’nin siyasi katılımlı ABD ziyareti hakkında bilgi verdi.
Karter, eylül ayıyla birlikte ikili ziyaretler ve iş odaklı yatırım ve ticaret faaliyetleriyle bu gelişmeleri hızlandıracak yeni bir dönemin başladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“12-15 Eylül’de AmCham heyeti olarak Washington DC’ye bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Burada 4 gün boyunca Kongre, Senato üyeleri ve önde gelen fikir kuruluşlarıyla temaslarda bulunacağız. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin ev sahipliğinde bir resepsiyon düzenliyoruz. ve Washington Büyükelçiliği tarafından kutlanacak. Konsey haftası boyunca New York’ta Türk-Amerikan çıkarlarını ön plana çıkaracak birçok etkinlik düzenleniyor.
Bu etkinliklere Cumhurbaşkanımız, bakanlarımız, iş dünyası temsilcileri başta olmak üzere çok sayıda üst düzey yetkili katılıyor. AmCham olarak bu etkinlikler kapsamında ABD’li yatırımcıların ve üst düzey yöneticilerin TAİK Yatırım Konferansı’na katılımına destek sağlıyoruz. Üst düzey yöneticiler derken CEO ve yönetim kurulu liderlerini kastediyoruz. Global Turks projemizin sonuçlarını açıklayacağımız uluslararası lansman toplantımızı 18 Eylül’de New York’ta gerçekleştireceğiz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi iş birliğiyle, Citibank ev sahipliğinde düzenleyeceğimiz bu etkinlikte Global Türk’ün en güzel örnekleri konuşmacı olacak. “Bu panelde Amerikalı şirketlerden örnekler vereceğiz ve aynı zamanda İstanbul Finans Merkezi Genel Müdürü Sayın Ahmet İhsan Erdem’i de ağırlayacağız.”
“Türkiye’deki yatırımların yüzde 9,2’sini oluşturan ‘toptan ve perakende ticaret sektörü’ en cazip dördüncü branş olarak öne çıkıyor.”
Toplantıda paylaşılan bilgilere göre, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika’ya yakınlığı, 1,3 milyar nüfuslu 26 trilyon dolarlık büyük bir pazara erişimi nedeniyle değerli bir potansiyele sahip. sadece 4 saatlik bir uçuş ve stratejik coğrafi konumu. Türkiye 85 milyonu aşan nüfusuyla değerli bir iç pazara sahip. Avrupa Gümrük Birliği üyeliği ve çok sayıda serbest ticaret anlaşması, yaklaşık 1 milyar insanı kapsayan geniş bir serbest piyasa alanına erişim sağlıyor.
Türkiye’deki yabancı yatırımların sektörel dağılımına bakıldığında finans sektörünün yüzde 31,4 gibi önemli bir paya sahip olduğu görülüyor. İmalat ve enerji sektörleri ise toplam yatırımlara sırasıyla yüzde 24,1 ve yüzde 10,2 katkı sağlıyor. Özellikle Türkiye’nin aldığı toplam yatırımların yüzde 9,2’sini oluşturan “toptan ve perakende ticaret sektörü” dördüncü en cazip segment olarak öne çıkıyor.
Türkiye’nin ABD’ye 2016 yılında 2 milyar doların biraz üzerinde olan hizmet ihracatı, 2021’de 3,9 milyar dolara yükseldi. Resmi olmayan rakamlara göre 2022 yılında ABD’ye hizmet ihracatının 5 milyar doların üzerinde olacağı iddia ediliyor. Haziran 2022 ile Mayıs 2023 ortası arasında Türkiye’yi ziyaret eden ABD’li turist sayısı yaklaşık 1,1 milyona ulaştı.