Bilkent’te Burs Kazanmasına Rağmen Eğitimine Devam Edemeyen Genç Kadın Ekonomide Geldiğimiz Noktayı Anlattı
Günümüz koşullarında eğitime ve eğitime harcanan paranın sınırı yok. Art arda gelen artışlar günlük hayatımızı zorlaştırırken, bir gencin doğru dürüst eğitim alması neredeyse imkansız hale geldi. Öyle ki geldiğimiz noktada üniversiteye burs almak bile yetmiyor. Üniversite eğitiminin ardından akademik kariyer hayali kuran genç kadının Twitter’da yaptığı paylaşım hepimizi düşündürdü. Dünya sıralamasında Türkiye’nin en yetkin üniversitelerinden birinde burs kazanan gencin sözlerini dinleyelim…
Ülkemizdeki ekonomik koşullar nedeniyle birçok genç eğitim ve öğretim hayatına devam edememekte veya yapmakta zorluk çekmektedir.
Üniversiteden mezun olmak ve varsa akademik kariyer hayallerini gerçekleştirmek her gencin hakkı gibi görünse de ne yazık ki bu süreçte umutsuzluğa kapılan birçok insan var.
Bunlardan biri de ülkemizde dünyanın en iyi üniversiteleri listesine giren ve burs kazanarak Bilkent Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde okuyan Tuğçe idi.
Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda kazandığı burs için maddi olarak yetersiz kaldığını belirten genç bayan, hayallerini gerçekleştirmek için çıktığı yolda başına gelenleri anlattı.
Annesi esnaf, babası memur olan genç hanımın bir de erkek kardeşi var. Tabii ki, kardeşinin eğitimi için aileden fedakarlıklar yapmak zorunda kaldılar.
Annesinin eğitimine maddi destek verdiği genç bayan, dershanelerden İngilizce kurslarına gittiğini söylüyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra akademik kariyerine devam etmek istediğinde bazı zorluklarla karşılaştığını belirtiyor.
Yurt dışında veya ülkemizde yüksek lisans ve doktora yapacak öğrencilerin dil sınavlarına girip yeterli puanı almaları değerlidir. Ancak genç hanımın gözündeki çılgınlık başarısı değil, sınav fiyatlarıdır…
Almanya’da devlet okulundan kabul edilen ve ömür boyu burs bulamadığı için gidemeyen genç kadın, sınav harçlarını ödedikten sonra annesinin rahatsızlanması nedeniyle emekli olması üzerine bu kez hayallerinden vazgeçmek zorunda kaldı.
Genç kadın, üniversiteden gelen e-postayı paylaşarak, “Annesi gidince emekli olmak zorunda kalan ağabeyinin ev kirası için benim yerime babası hala emekli olmayan zengin biri gelsin yedekten” yazdı. fazladan çalışıp hastalanıyorum ve 4 yıl daha tıp okuyacağım.”
“Bilkent’ten aldığım burs asgarinin yarısı. Küçük bir kredi almaya devam ettim, 100 bine yakın küçük bir borcum var zaten, bir Alman derneğinden 1800 lira alıyorum. Son 6-7 aydır evimin kirasını hala ailem ödüyor” dedi genç bayan. Üzülerek kabul edemeyeceğini açıklayınca farklı tepkiler aldı.
Genç hanım sözlerini bitirirken, “Yani biz orta sınıfların zorla elde ettiği ayrıcalıklı devlet bile aranızda olmaya yetmez. Çözün şunu, eğitimde fırsat eşitliği falan…” dedi.
Bir kullanıcı genç bayana, “Günaydın, zengin değilsen 15 yaşında sosyoloji okumaman gerektiğini anlamalıydın” diye yazmıştı bir kullanıcı.
“Türkiye’de akademi, çalışan ailelerin çocuklarının giderek daha fazla mahrum kaldığı bir ormana dönüşüyor.”
“Sanayide iş bulmak daha mantıklı…”
“Akademi hanedanı, geri kalanının rahat yaşaması için tasarlanmış, soyluların rüyasının satıldığı bir yerdir.”
Akademinin halka açık çocuklara kapalı bir alana dönüşmesini izlemek çok üzücü” dedi.
“İlk başta üzüldüm. Sonra, ebeveynlerimin ve kardeşlerimin toplumsal cinsiyet, şehir, göçmenlik ve intikam dolu üst sınıf eğlencesini okumak için büyük fedakarlıklar yaptıklarını fark ettim. Üzüntüm öfkeye dönüştü.”
“Bu alanda çok para var ama ünlü bir ‘göç uzmanı profesörün’ çocuğunun yıllık okul harcıyla Ankara’da ev alınıyor.
Ne düşünüyorsun? Yorumlarda buluşalım…